Aşk ve Platonik Aşk Nedir ? Aşkın En Güzel Tanımı

Aşk Nedir?

Uğruna şarkılar, şiirler, kitaplar yazılan ve belki de insanoğlunun en masum duygularla yaklaştığı ‘’ aşk nedir’’ sorusu, insanlığın varoluşundan bugüne kadar cevabı aranan nadir sorulardan bir tanesi. Başka hiçbir hisle kıyaslanamayan, kelimelere kolay kolay dökülemeyen bu büyülü his, kaç yaşında olursanız olun her an yakalanabileceğiniz bir hastalık gibi. Kurtulmaya çabaladıkça daha çok artan, vücudunuzdan buram buram akan en saf sevgi hali. Şimdilerde kime ‘’ âşık olmak nedir ‘’ deseniz; kendi yaşadığı hissin aşk olduğundan bahsediyor ama gerçekten âşık olmak nedir bilen var mı?

Aşk’ın Kelime Kökeni

Kelime olarak Arapça’ dan gelen ‘’aşaka’’ kelimesinden türeyen aşk; sarmaşmak, sıkıca sarılmak, sarmaşık anlamına geliyor. Farsça’ da eski İran dilinden gelen ‘’işka/işk’’ kelimesine dayanan aşk kelimesi istemek, candan sevmek olarak tanımlanıyor. ‘’Aşk nedir bilir misin’’ diye başlayan pek çok cümle, noktası gelmeyen kelimelerle artarda sıralanabilecek kadar sıfat dağarcığını içerisinde barındırıyor. Bu sebeple aşk nedir sorusuna cevap olarak adım adım ilerlemekte fayda var. Sözcük anlamı baz alınarak, aşk nedir kısa ve öz tanımlamak gerekirse, aşırı sevgi ve güçlü bağlanma hissi demek yanlış olmaz. Ancak pek çok kişi tarafından, özellikle de kadınlar açısından aşk nedir en güzel tanımı olarak ‘’ karşıdakinin bir tek saç teline bile kıyamamak, dokunamamak, gözbebeklerine bakarken ürpermek ‘’ kabul ediliyor. Elbette ki iki kelimeye sığdırılamayan aşk nedir sorusuna farklı cevaplar da verilmesi hatta psikolojik ve biyolojik açılardan da incelemek gerekir.

Aşkın biyolojik yorumu

Pek çok kişi aşk nedir sorusuna cevap olarak direkt hislerden bahsetse de aslında aşk nedir bilimsel olarak da açıklanabilen bir soru. Üç ana kimyasal Dopamin, Noradrenalin ve Serotonin mükemmel bir uyumla aşkı, siz fark etmeden bedeninize işler. Karşıdakine aşırı ilgi duymayı sağlayan Dopamin, vücudun normal işleyişine doğrudan etki eder ve normalde karşılaşılmayan durumlar yaşanmaya başlanır. Hafızaya etki eden Noradrenalin, o kişiyi zihinde canlandırmaya başlar ve akıldan atılamayan o büyüleyici kişi en az 14 çeşidi olan Serotonin kimyasalının düşmesiyle de karşı konulamaz istekleri meydana getirir. Bu açıklamadan sonra bilimsel olarak aşk nedir kısa ve öz yanıt aranırsa; vücuda beyinden etki eden kimyasalların mükemmel uyumuyla, karşı taraftaki kişiye koşulsuz sürüklenmek olarak tanımlanabilir.

Aşkın fizyolojik ve psikolojik değişimlere sebep olması mümkün mü?

Aşk nedir bilimsel olarak da tanımlanabiliyor diyerek yaptığımız açıklamadan da anlaşıldığı üzere, kişinin üzerinde pek çok etkiye sebep olduğunu hemen anlayabilirsiniz. İlk olarak fizyolojik bakımdan ele alırsak; Dopamin etkisiyle yaşanan tarifsiz coşku hali en başta uykusuzluğa ve iştah kaybına sebep olur. Hafızayla bağlantılı olan Noradrenalin ise, düşünülen kişinin bir türlü hafızadan atılamamasına neden olur. Pek çok aşk filozofunun yıllar boyunca ‘’aşk nedir bilir misin’’ diyerek diyar diyar dolandığı ve hafızasında yer alan düşüncenin peşinde koşmasının sebebi sayılır. Bu iki kimyasal birleşince kişi, sevdiğini eşsiz görmeye ve durdurulamayan bir tutkunun akışına kapılırken Serotonin düşer ve normal durumlarda saplantı diye tanımlanan bir duygu oluşturur ki işte aşk nedir kısaca anlamı nedir sorularına yanıtlar aranmaya başlanır. ‘’ Güzelliğin on par’etmez, bu bendeki aşk olmasa…’’ dörtlüğünde geçen ünlü Aşık Veysel’in bu sözlerine biyolojik olarak yorumlama yapılsa; ‘’kimyasallar etkileşime geçmezse, isterse karşınızda dünyanın en şahane kişisi olsun içinizde gram kıpırtı hissedemezsiniz’’ sonucuna varılabilir. Psikolojik olarak etkileri ise genellikle olumlu etkiler yaratırken bazı kişiler de maalesef hüsrana uğrayabilen duygulara dönüşür.

Platonik aşk nedir?

Psikologların üzerinde araştırma yaptığı ve yıllarca platonik aşk nedir, hangi temele dayanır sorularına odaklandığı araştırmalar gösteriyor ki, platonik aşk çocukluk dönemine kadar uzanan bir geçmişe sahip. ‘’Güvenli bağlanma’’ terimiyle bağlantı kurdukları aşk kelimesi, kişilerin kendini sevilmeye layık bir kişi olarak tanımlamasına dayandırılıyor. İşte bu bağlamda, kişi karşıdan beklediği yanıtı veya hareketi göremediği an onu saplantı haline getiriyor ve bu durumda platonik aşk nedir sorusunun tam olarak yanıtı oluyor. Ancak platonik aşk, güçlü hislere dayanan sevgi hissiyle karıştırılmamalı. Aşk nedir kısaca anlamı için araştırma yapanlar, hissedilen güçlü tutkuyla karşılarındaki kişiyi kendilerinden bile kıskanabilecek hisler oluştuğunu görecekler. Fakat bu hisleri abartıya kaçırmak asla sevgiyle ölçülmemeli. Kişiyi kısıtlamaya, bunaltmaya ve yavaş yavaş sizden kaçırmaya itecek hareketler aşk değil, saplantı haline getirme olur.

Platonik aşk tehlike arz eden bir durum mu?

Aşk nedir en güzel tanımı olarak nasıl cevaplar vermek doğru olur diye merak edenlere ilk söylenebilecek şey; en saf hislere sahip olmak olmalı. Karşılıksız, çıkar gütmeden ve en doğal halinize bürünmek olan aşk, karşılıksız kelimesinden dolayı çoğu zaman platonik aşk ile karıştırılır. Platonik aşk ne demek diye kelime bazında değil de davranışsal ve ruhsal olarak ne hissettirdiğine odaklanmalısınız. Çünkü platonik olan kişiler karşıdaki kişiye saplantı içinde olurlar. O kişiyi rahatsız edecek davranışlara yönelir ve bu durumunda anormal olduğunun farkında olmazlar. Onlara göre gösterdikleri durum gerçek aşktır ve asla platonik aşk ne demek, karşılık göremediğim halde sürekli üsteliyor olmam neden kaynaklı diye düşünmezler. Bu durum aşılamazsa tehlikeli olabilir. En basitinden kişi böyle davranarak kendi hayal dünyasında yaşamaya başlar. Gerçek olmayan durumları ayırt etmekte zorlanıp karşıya fiziksel bir zarar vermese bile psikolojik olarak zarar verebilir.

Aşkın bir süresi var mı?

Aşk nedir sorusunun biyolojik açıklamasında da bahsettiğimiz gibi, vücuda salgılanan kimyasallar yaşanılan durumu daha da cezbedici bir hale getirir ve belli aşamalardan geçer. Yapılan araştırmalar sonunda aşk 3 aşamaya ayrılır. İlk aşamada amfetamin fazı denilen büyüleme bulunuyor. Feniletilamin, Dopamin ve Norepinefrin kimyasallarının vücuda yaydığı unutulmaz duygular yer alır. Sürekli onu düşünme, arzulama, akıldan çıkaramama, aşırı heyecan durumları yaşanır. İkinci aşamaya geçiş süresi kişiden kişiye değişiyor fakat eğer 6. ay ile 3. yıl arasındaki bir dönemde ikinci aşamaya geçilemezse aşk hissi yok oluyor. Sevgi ve bağlılığın bulunduğu ikinci bölüm Endorfin aşaması olarak adlandırılır. Bu aşamaya gelen kişiler arasında güven ve bağlılık oluşur. Heyecan yerini sükûnete bırakır ve ilişki iyice sağlamlaşmaya başlar. Üçüncü aşama Oksitosin olarak tanımlanır ve burada tutkular konuşur. Sarılma, koklama, görme, kucaklaşma eylemlerin iyice artmasıyla Oksitosin salınımı tetiklenir. Azalan stres, artan cinsel yaklaşımlar gibi durumlar hem güdüleri hem de sosyalliğin daha aktif olmasına etki ediyor.

Doğru kişiyle aşk yaşadığın nasıl anlaşılır?

Aşk nedir sorusundan sonra en çok merak edilen ikinci konu, bu aşk doğru kişiyle mi yaşanıyor sorusu oluyor. Burada şu özellikle olmalı bunlar bulunmalı gibi listeler hazırlamak oldukça mantıksız bir cevap olur. Kişilerin beğeni ve arzuları farklı olduğu için, karşıdan beklentileri de farklı olur. Eğer sadece fiziksel çekime dayanan bir aşksa yaşadığınız, bunun doğru aşk olmadığını söyleyebiliriz fakat duygu ve düşüncelere hitap ettiği düşünülen gerçek aşk, tek nedene bağlanılamaz. Kişilerin karşı tarafta ne bulduğu, ne beklediği, ortak noktalarının çokluğuyla ölçülen ve doğru aşk diye tanımlanan bu durum öncelikle kişinin kendini tanıması ve isteklerini bilmesiyle oluşur.